10 Ocak 2018 Çarşamba

İÇSEL BİR GEZİNTİ VIII



İÇSEL BİR GEZİNTİ VIII

Ben mülteci şair
Kılı kırk yaran sözlerle
Ruhunu yıkamak derdinde
Ellerimde kırılmış kalem çoktan
Ak kağıtların sessiz düzünde

Çok yürekler eskitmiş ben
Mülteci şair
Gözlerimde incir yaprakları
Baştan aşağı bir arsız
Ne çiçeklere konan arı bir
Kimine hovarda kimine pir
Yolların yılların ustası
Hayat cem'inde türkü türkü

Uzakta
Şişman bulutlar
Ve kuru bir rüzgar
Altında usülsüz sıralı dağlar
Üzümleri şarap ezili kızlar bakmaklı
Şüphesiz en yağız adama çifter göz

Ben mülteci şair
Sözü edilmeyen
Adı bilinmeyen
Sararmış dizelerin vurgunu
Geri dönmeyen su gibi
Vadesine yatan gündüz
Aşk yorgunu
Emin adımlı bilgelik bir

Ne sabah güneşleri artık
Ne o güneşlere gülen kuşlar
Ne de masmavi bir gökyüzü
Daha çok kendi dem'inde esen yel
Göz kapatan el
Söz büyüten öz
Ve yürek/ acılara köz

Artık gitmek istiyorum
Güneşe bağlanmış umutlardan
Şemsiye açmış göğün gölgesinde
Sevmenin sabrı öğrettiği yerlere

Elimde bir el
Başımda bir yel
Kanımda bir sel
Gel sevdiğim gel

Ben şair mülteci olanı
Siyaseten zaten idamlık
O değil de ağırı
Zor gelen olmaz sebeplerden
Yitik sevdaların suçlusu

Kovulmuşum dizelerimden
Vurulmuşum şiirlerimden
Ondandır böyle susmalarım
Ondandır böyle deli yazmalarım
Bir mavi gerek bana
İçinde bir de güneş
Bulutları yırtarak gülen

Ben mülteci şair
Elimde bir el
Başımda bir yel
Kanımda bir sel
Gel sevdiğim gel

zaferakarsu**


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder